2. Gün
Kadıköy'e gittik. Misafirlerimi Kadıköy’ün sevimli ve güzel semti Moda’da çok sofistike bir çay evi olan Dem'e götürdüm. Daha sonra onları hemen yan tarafta bulunan İstanbul'un en iyi tatlıcısı Asuman'a götürdüm.
Dem Moda
Daha sonra Moda Parkın’dan geçerek Alex de Souza'nın heykeline gittik.
Büyük Kaptan Alex de Souza Heykeli, Yoğurtçu Parkı
Türk toplumunda “Alex” olarak anılan Alex de Souza'nın Türk halkının kalbinde nasıl bir yeri olduğunu misafirlerime anlattım. Hatta bunları anlatan Türkçe bir ifademiz var, “Bir Alex değil” yani “Harika olabilirsin ama Alex kadar büyük olamazsın.”
Alex'in heykeliyle olan fotoğraflarımızı sosyal medyada paylaşıp, “Kesinlikle bu inanılmaz adam, bu inanılmaz sporcu Brezilya ile Türkiye arasındaki ilk köprülerden biriydi. Biz Türklerin Brezilyalılara karşı ne büyük sevgisi ve tutkusu var! Kadıköy Yoğurtçu Parkı'ndaki bu aşkın simgesi gelin ziyaret edin!”
Ardından babası Marco Bruno sayesinde Brezilya futbol dünyasında bağlantıları olan yazar Viviane Roux Bruno, Alex de Souza'yı tanıyan Felipe Ximenes'e ulaştı.
Alex de Souza, etkinliğimizi instagram hesabında paylaşarak, Naiada Dance Art'ı Türkiye'nin ilk ve tek dans stüdyosu olarak belirtti ve sayfasında paylaştı.
Brezilyalı Dans Konuklarıyla İstanbul Turu (🇹🇷🇧🇷)
Alex de Souza'nın heykelinin hemen karşısındaki Türkan Meyhane'ye gittik. Burada misafirlerim göbek dansı izlediler ve dansözle dans ettik. Ayrıca Luan ve Dana başta olmak üzere diğer misafirlerle halay çektik. Luan ve Iara, Zouk dansı yaptı ve Iara, samba no pé figürleri gösterdi. Bütün kalabalık çıldırdı!